25 Mayıs 2009 Pazartesi

Evlilikten beklentiler ve yaşanan gerçekler

Genç kızlar evliliği gezmek eğlenmek, sevişmek sanıyor.

Araştırmanız ne anlatıyor, amacı nedir?
“Acaba biz evlenmeyi ne kadar biliyoruz? Evlilikte ne arıyoruz? Bir evliliğe ne verebiliriz?” sorularıyla yola çıktığımda gençlerin, evliliği maalesef bilmediklerini gördüm. Sebebine gelince; kadınlar arasında her yüz gençten 87’sinin evliliğin saygı, sevgi temelinden önce kariyer, para, yakışıklılık, fiziksel özellikler, romantizm, sosyal hayat gibi değerlere dayandırdıklarını gördüm. Sonuç olarak, evliliğe bakışları gezelim, eğlenelim, bir de cinsel hayat... Yani evliliği “gezelim eğlenelim, sevişelim” diye görüyorlar. Tabii evlilik bu değil. Evlilikle ilgili gerçekçi değiller.

Erkekler cephesinde durum nasıl?
Pek çoğu “Evleneceğime inandığım kadınla karşılaşmadım” diyor. “Evleneceğine inandığın kadın nasıldır?” sorusuna önce “sadık, güvenilir” diye cevap veriyor. Demek ki kadınların sadakatinden şüpheleri var ve hâlâ erkeklerimiz kafalarında, anne ve babalarının yaşadığı evliliği arıyorlar. Yeni bilgisinin, kültürünün yanında ev işini yapan, erkeğini yücelten, erkeğini biraz pohpohlayan, erkeğine erkek olduğunu hissettirecek kadın arıyorlar.

Sonuçlarda en çok gözünüze çarpan “evlenememe sebebi” nedir?
Koca yakışıklı olacak, evi olacak, arabası olacak, kariyeri olacak, ailesi, kendisi görgülü olacak, gezmeyi sevecek, romantik olacak; anlayışlı, ilgili, olgun aynı zamanda çılgın olacak. Ve bu taleplerin karşılığında “Sen bu profildeki bir erkeğe ne vereceksin?” sorusuna hiçbiri cevap veremedi. Düşündükten sonra kimisi “Güzelliğim” cevabını verdi, kimisi “Beni hak edecek” dedi. Peki “Sende ne özellikler var?” dediğimde, kültürel özelliklerine baktığımda, içi boş vazo olduklarını gördüm. Üniversiteyi bitirmişler, master yapmışlar. Ama maalesef diplomayı duvara asmışlar. Genç kızların pek çoğunda o diplomayı geliştirecek genel kültür yok, hayat felsefesi ve amaçları yok. Evlilikte gerçekçi beklenti ve hedefleri yok. Baktığınızda beraberlikleri 1.5 ile 3 yıl arasında sürüyor. İlişkinin bitme nedenini sorduğumda ise “Aşkı tükettik, buraya kadarmış” gibi cevaplar aldık. Bekar kadınlar “doğru adam” diye bir şey arıyor. Doğru adam yoktur, doğru evlilik biçimi, doğru davranış biçimi vardır.

Gereksiz sorunları var
Flört dönemini, “Bu adam kimdir kimdir? Hayalleri nedir? Nasıl bir aile yapısı var? Ebeveynleri nasıl bir gelin hayal ediyor? Hırsları neler? Hayalindeki kadın nasıl biri? Zor koşullarda, sıkıntılı dönemleri karşılamada yeterliliği nedir? Saygısını hangi durumlarda kaybeder?” gibi sorulara cevap aramak yerine “Hangi sinemaya, hangi kafeye gidelim? Ne giysem acaba? Bugün beni niye aramadı? Niye mesajıma cevap vermedi?” gibi gereksiz sorulara cevap bulmakla geçiriyorlar. Bu durumda yapılacak evlilik, her zaman risk altındadır. “Evlenmek için sadece sevgi yeter” cevabını verenlerin ise sömürülmeye açık, evlendiğinde maddi manevi tüm yükü çekecek, karşılığında sürekli eleştirilecek gençler olduğu ortaya çıktı.

Zengin koca saplantısı yıkılmalı
Evlilik nedir sizin tanımlamanıza göre?
Tanımı şu: Aynı hayat yolunda sırt sırta verip her koşulda beraber yürümek. O ne acı çekerse sen de aynı acıyı çekeceksin, o neden mutlu olursa sen de mutlu olacaksın. Sırt sırta vermek; her koşulda paylaşma, dayanışma ve ilgiyi içeriyor. Diyelim biri sana bir iftira attı. Kocan senden önce herkesin önüne çıkabilecek. Veya kocan bir zora düştü sen herkesten önce kocana o desteği verebileceksin. Bu sevgi ve saygı, paylaşım bütünlüğünde değer buluyor. İlgi, şefkat, romantizm evliliği canlı tutuyor. Bu tanımına bakacak olursak “gezelim” yok, “eğlenelim” yok, “sevişelim” yok. Tabii ki bunlar da olacak evliliğin içinde ama evlilik demek “gezelim, eğlenelim, sevişelim” demek değildir.

Neden böyle düşünüyorlar?
Annelerinin etkili olduğunu görüyorum. Evleneceği erkeğin maddi durumunu ilk sıralara koymasının nedenini sorduğumuzda annelerin “Ben çok çektim sen de çekme, ben ay başını zor getirdim, zengin bir koca bul hayatını kurtar” gibi telkinlerde bulunduklarını görüyoruz. Annelerin empoze ettiği “Zengin bir koca bulmalısın” ilkesini yıkarken zorlanıyorum.

Kadınlar en çok nerede hata yapıyor?
Kadın her an eşinden gördüğü ilginin kesintisiz uygulanmasını istiyor. Anlayışsızlık, kesintisiz romantizm ve ilgi beklentisi var. Erkeğin ise tam tersi kadından ve evlilikten fazla bir beklentisi yok ki. “Beni mutlu etsin, huzur versin, yeter” diyor. “Parası olsun, evi olsun” demiyor.

’Issız Adam’da kadın suçluydu
İlk kez modern ilişkiler üzerine bir film yapıldı ve çok büyük ilgi gördü. Issız Adam filmi neden bu kadar olay oldu?
En çok da kadınlar kendilerini gördü. Yaptıkları hatalarla yüzleşti. Issız Adam’ın bir sorunu yok. Bazı erkekler aslında aşkı yaşar ama aşktan da korkar. Çünkü o kadınla bir ömür geçiremeyeceği görür. Toplumda, filmdekine benzer erkek çok. Bu tiplerin aslında kafalarında şu var: Beraber oldukları kadınla, ömür boyu evlilik hayatının yürüyeceğine inanmıyorlar, kadına güvenmiyorlar. Gerçek hayatta Issız Adam gibi erkekler yüzünden üzülen kadınlara şunu söylüyorum: Önce istemediğiniz biriyle sırf peşinizden koşuyor diye birlikte olmayın. Peşinizden koşturtup sonra değişirseniz aynı kişi olmazsınız. Ne iseniz o olun. Yoksa baskıcı, sıkıcı veya istenmeyen kadın olursunuz.

Neden?
Filmde adamın ilk zamanlar tanıdığı kadın değişti ama erkek aynı erkek; hayat görüşüyle, beklentileriyle aynı. İlişki içinde değişiyorsak hatayı kendimizde aramamız gerekiyor. Kadın, erkeğe aşık olmadan, erkekten daha az hoşlanarak, sırf peşinden koşuyor diye ilişkiye başlıyor; sonra aşık oldukça değişiyor. Daha fazla birlikte zaman geçirmek istiyor... Ama erkek seni tanıdığında sen bu değildin. Bu defa erkek bocalıyor.

Kaynak: Vatan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder